-
1 hit the hay
yatağa girmek, yatmak -
2 hit the hay
yatağa girmek, yatmak -
3 Bett
Bett <-(e) s, -en> [bɛt] nt1) yatak, döşek;das \Bett machen yatağı [o yatak] yapmak;Frühstück im \Bett yatakta sabah kahvaltısı;im \Bett liegen yatakta yatmak;ans \Bett gefesselt sein eli ayağı yatağa bağlı olmak, yatağa bağlanmak;ins [o zu] \Bett gehen (yatağa) yatmak, yatağa girmek;das \Bett hüten müssen yatağa [o yataklara] düşmek, sergin vermek;mit jdm ins \Bett gehen ( fam) biriyle yatmak [o yatağa girmek], birinin yatağına girmek;an jds \Bett sitzen birinin yatak başında oturmak;er macht ins \Bett ( fam) yatağa yapar;sich ins gemachte \Bett legen ( fig) hazıra konmak2) (Fluss\Bett) yatak3) (Feder\Bett) yorgan -
4 ложиться
yatmak,uzanmak* * *несов.; сов. - лечь, врзyatmak; uzanmakложи́ться на зе́млю — yere yatmak / uzanmak
ложи́ться в больни́цу — разг. hastaneye yatmak
ложи́ться спать — yatağa girmek, yatmak
посе́вы легли́ — ekinler yattı
су́дно легло́ на ле́вый борт — gemi sola yattı
кора́бль лёг на но́вый курс — разг., мор. gemi rota değiştirdi
••на мо́ре лёг тума́н — denize sis çöktü
зима́ легла́ ра́но — kış erken girdi
отве́тственность ля́жет на тебя́ — sorumlusu sen olacaksın
э́то бре́мя легло́ на него́ — bu yük onun sırtına bindi
-
5 спать
уложи́ть ребёнка спать — çocuğu uyutmak
••спать ве́чным сном — ebedi uykusunu uyumak
-
6 укладываться
I несов.; сов. - уложи́ться1) разг. ( складывать свои вещи в дорогу) bavullarını hazırlamak2) перен. ( успевать) yetişmekв пять мину́т не уложи́ться — beş dakika az (gelir)
с э́той статьёй я до ве́чера не уложу́сь — bu yazıyı akşama yetiştiremem
••II несов.; сов. - уле́чьсяэ́то не укла́дывается у меня́ в голове́ — bunu havsalam almıyor
уле́чься в посте́ль — yatağa girmek
-
7 roll in
oluk gibi akmak, yağmak, yığınla gelmek, içinde yüzmek, kıvrılıp yatmak, yatağa girmek, tortop olmak* * *1. çok para tut 2. ana belleğe geri götür* * *verb (to come in or be got in large numbers or amounts: I'd like to own a chain store and watch the money rolling in.) yağmak, oluk gibi akmak -
8 se remettre
v pr1 se replacer yeniden yerleşmek2 se remettre à qqch bir şeyi yeniden yapmaya başlamak◊Elle s'est remise au travail. — Bayan işe yeniden başladı.
3 iyileşmeye başlamak◊Il s'est remis très vite. — Bay çok çabuk iyileşti.
-
9 gehen
gehen <geht, ging, gegangen> ['ge:ən]zu Fuß \gehen yayan gitmek;ich gehe jetzt zum Arzt şimdi doktora gidiyorum;es geht immer geradeaus dümdüz gider;aufs Gymnasium/in die Schule \gehen liseye/okula gitmek;sie ging zum Film sinemaya gitti;ins Bett \gehen yatağa yatmak;tanzen/schwimmen/schlafen \gehen dansa/yüzmeye/yatmaya gitmek;an Land \gehen karaya çıkmak;an die Arbeit \gehen iş başı yapmak;das geht zu weit bu fazla oldu;darum geht es mir nicht bu beni ilgilendirmez;wie geht's? nasılsın?;es geht mir gut iyiyim;lass es dir gut \gehen! kendine iyi bak!; ( bleib gesund und fröhlich) şen ve esen kal!;sie ließen es sich dat gut \gehen keyiflerini baktılar;wie \gehen die Geschäfte? işler nasıl gidiyor?;mir ist es genauso gegangen bana da aynı şey oldu;ich hörte, wie die Tür ging kapının kapanışını duydum;so geht das nicht weiter bu böyle devam edemez;das geht über meine Kräfte buna benim gücüm yetmez;mir geht nichts über meinen Urlaub iznimin üstüne bir şey yoktur;das geht in die Tausende bu, binlere varır;in Stücke \gehen parçalanmak;mit der Zeit \gehen zamana uymak;er ist von uns gegangen ( geh) o bizden gitti;das Essen geht auf mich yemeğin hesabını ben ödüyorum;das Fenster geht aufs Meer pencere denize bakıyor;wenn es nach mir ginge, ... bana kalsa,...;gehst du noch mit ihm? ( fam) onunla hâlâ çıkıyor musun?;wo sie geht und steht ( fam) nereye giderse gitsinvor sich \gehen ( fam), olmakdie Uhr geht ( falsch) saat yanlış gidiyor;gut \gehen iyi gitmek [o işlemek];ich zeige dir, wie das geht bunun nasıl işlediğini sana göstereyim;hoffentlich geht das gut! inşallah iyi gider;wenn alles gut geht, ... her şey yolunda giderse...4) ( sich gut verkaufen) satılmak;gut \gehend iyi satılan5) ( Wind) esmekdas geht nicht in meinen Kopf bunu aklım almıyor8) ( andauern) devam etmek9) ( möglich sein) olmak;es wird schon \gehen olures geht um mich/dich/uns söz konusu benim/sensin/biziz;worum geht's denn? söz konusu nedir ki?danach kann man nicht \gehen buna göre gidilmezsich \gehen lassen kendini koyuvermekII vt2) ( fam)sie ist gegangen worden işten atıldı
См. также в других словарях:
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatak — is., ğı 1) Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. R. H. Karay 2) Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte 3) Üzerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük